Makale göndermek için lütfen burayı tıklatın.
Kimdir?
İsmail Kulakçıoğlu 1964 doğumludur. Whitefield & Martin Bucer Seminary akademisinde lisans (BA) düzeyi eğitimini tamamlamıştır. TCMI akademisinde master yapmaktadır. 2012-2015 yıllarında Protestan Kiliseler Derneğinde dönem başkanlığı yaptı. Kutsal Kitap’ta Sunu Ondalık ve Bağış, Tövbe, Hristiyanlık’ta ve İslamiyet’te Tebliğ Nedir?, Kutsal Kitaba Göre Eşcinsellik, Aile ve Evlilik Bağları kitapları vardır. Bursa Protestan Kilisesi’nde Protestan din adamı (pastör) olarak hizmet etmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.
“Tanrı insanı kendi suretinde yarattı, onu Tanrı’nın suretinde yarattı. Onları erkek ve dişi olarak yarattı (Tevrat, Yar.1:27)” ayetinden insanın Tanrı’nın benzeyişinde yaratıldığını; karar verebilmek gibi bilinç, iyi ile kötüyü ayırt edebilmek gibi ahlaki, sevgi gibi duygusal ve tüm bunları karşısındakine aktarmak gibi iletişim kurma niteliklerini Tanrı’dan aldığını anlarız. Buna bağlı olarak insan aldığı kararlarında, ahlaki değerlerinde ve duygularında Tanrı’nın yüceliğini yansıtmak sorumluğunu taşımaktadır.
Kutsal Kitap’ın tümünde insan haysiyetli, değerli bir varlıktır; çünkü Tanrı’nın yüceliğini yansıtmak, dünyada Tanrı’nın kahyalığını yapmak, çoğalarak tanrısal değerler üzerinde dünyaya egemen olmak için tasarlanmıştır. Ne yazık ki günaha düşüş ile birlikte, başta sonsuz yaşam olmak üzere Tanrı’dan aldığı tüm değerleri de kaybetmiş, ruhsal ve fiziksel olarak ölmüş, Tanrı’yı ve kendisini tanıyamaz duruma gelmiştir (Psikolojide bu durum yabancılaşma olarak adlandırılır).
Kutsal Kitap, insanın Tanrı’ya ve kendisine yabancılaşmasını çözülmesi gereken öncelikli problem olarak ele almaktadır. Çünkü insan günaha düşüş ile birlikte iradi – doğru karar verme; ahlaki – iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı ayırt etme; duygu – iç dünyanın dengesi; iletişim – kendisini ifade etme değerlerini yitirmiştir. Günümüz insanı bu yönüyle fiziksel-duygusal acılar çeken; ama yabancılaşma nedeniyle çektiği acıları anlamlandıramayan, yönünü bulamayan yaralı koyunlara benzemektedir.
Günlük yaşamda yalın bir şekilde hata, suç olarak tanımladığımız günah kavramı Kutsal Kitap’ta çok geniş bir anlama sahiptir ve yaşanılan kötülüklerin, acıların, yaraların kaynağıdır. Benlik sorunları değimiz açgözlülük, kıskançlık, nefret, kin vb. ile ilintili duygular ruhsal köleliğin, kötülüğün kaynağıdır ve günah kavramında kendilerini ifade eder. Günah kavramını sözcük olarak incelediğimizde: İnsanın yaratılış amaçlarını yerine getirmemek, Tanrıya başkaldırmak, O’nun yetkisini ret etmek, ona meydan okumaktır, kötülük yapmak, suç işlemek, doğru yoldan ayrılmaktır. İncil’de günahı tanımlamak için kullanılan ‘harmaita’ hedeften şaşmak, yanlış yola sapmak, kötülük yapmak, suç işlemek anlamına gelir. Yine İncil’de günahı tanımlayan ‘asebesia’ tanrısızlığı, yolsuzluğu; ‘anomia’ yasasızlığı, yasayı hor görmeyi ve çiğnemeyi; ‘adika’ komşuya yapılan kötülüğü, ara sıra adaletsizliği, haksızlığı; ‘enekhos’ suçlu anlamına, ‘ofeilema’ borç anlamına gelir ve hepsi günah ile ilişkili terimledir.
Tanrı sözü (Tevrat, Zebur ve İncil) kaybolmuş insanlara tanrısal bir çözüm sunarak tüm insanlığa Tanrı’yla barışmanın yolunu (ya da seçeneğini) göstermektedir. Bu yol, İsa Mesih’in tüm insanların günahların karşılık öldüğüne, üçüncü gün dirildiğine, göğe yükseldiğine ve tekrar geleceğine iman etmek vardır: Kutsal Kitap ayetlerine göre “Tanrı insanları İsa Mesih’e olan imanlarıyla aklar. Bunu, iman eden herkes için yapar. Hiç ayrım yoktur. Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı. İnsanlar İsa Mesih’te olan kurtuluşla, Tanrı’nın lütfuyla, karşılıksız olarak aklanırlar (İncil, Rom.3:22-24; ayrıca bkz. 1Kor.15:3-4; Elç.1:9-11).”
Hristiyan ilahiyatında insanın günahlardan kurtuluşu konusunda İsa Mesih’e iman etmesi ona gerçek bir ruhsal özgürlük sağlayarak yaratılıştaki konumuna dönüşümü başlatır. “Yeniden doğuş” diye adlandırılan insanın yaratılıştaki iyi konumuna dönüşümü “Sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetim” gibi değerlerin bu dünyadaki yaşamında yeniden kazanılmasını içerir (İncil, Gal.5:22-23). İnsanın ruhsal dönüşüm süreci göksel bedenlere kavuştuğunda tamamlanacaktır.
Sonuç olarak: Hristiyan ilahiyatı açısından insan Tanrı’nın benzeyişinde yaratılmış değerli bir varlıktır. Rab ile ilişkisini yeniden kurmadığı sürece kendiliğinden iyi olamayacağı gibi hem Rab hem kendisi hem de toplum ile barışık değildir. İyi olabilmek için günahlarından kurtuluşu sağlayacak kendisi dışında iyi, kudretli bir varlığa, yani Tanrı’ya ihtiyacı vardır. Eğer insan geçek anlamda iyi olmak istiyorsa… Hem Rab hem kendisi ile yüzleşip yabancılaşmayı kaldıracak ruhsal dönüşü İsa Mesih’e iman ile başlatmalıdır. Böylece Kutsal Ruh, Tanrı sözü ile kişide etkin olacak, Tanrı’ya ve kendine yabancılaşan insanda yeniden doğuşu sağlayacak, günbegün yaratılıştaki konumuna dönüştürecek, göksel bedenlere sahip olduğunda günahım tüm olumsuz etkilerini kalkacaktır.
Dipnotlar:
1 Krş. Akit Açıklamalı Kutsal Kitap. Yeni Yaşam Yayınları: İstanbul, 2010. s.8
2 Kutsal Kitap bu yazıda her durumda Tevrat, Zebur ve İncil’den oluşan, akademik dilde Eski ve Yeni antlaşma olarak ifade edilen kitap-kitapçıkların tümü.
3 Behnan Konutgan, Levent Kınran vd. Kutsal Kitap Sözlüğü. Acar Basım ve Cilt San. Tic. A.Ş. İstanbul, 2016, s. 245